Master Planin Kamuya Duyurulmasi
Haziran ayinin baslarinda, görevini tamamlamis insanlarin gönül rahatligiyla büromda otururken telefon çaldi. Arayan Basbakan danismani Sayin Selim Egeli'ydi. Haziran ayinin ilk yarisinda Türkiye Odalar Birligi'nde düzenlenecek bir toplantiyla Özellestirme Master Planinin önce sanayicilere daha sonrada basin mensuplarina açiklanacagini, bu toplantida gerekli açiklamalari Morgan ekibinin yapacagini bildirdi. Isin enteresan tarafi böyle bir toplantidan ne bizim, ne Morgan'in ne de Devlet Planlama Teskilati'nin haberi vardi. Ama emir basbakanliktan geliyordu. Derhal telefonlar çalisti, önce Ingiltere daha sonra Amerika aranarak Morgan'cilara belli bir tarihte Ankara'da olmalari söylendi. Tabii reaksiyonlari pek müspet olmadi. Projenin tamamlanmasiyla birlikte uzmanlar çesitli ülkelere dagilmislar ve yeni projelere baslamislardi. Kontrat geregi ne onlar ne de biz yaptigimiz seyahat masraflarini DPT'den alamiyorduk. Ciddi toplantilarda konularin uzmanlari tarafindan açiklanmasi gerekliydi. DPT toplantilarini örnek aldigimiz taktirde bu toplantiya Terry Eccles, Kevin Pinto, David Bradley ve Cengiz Israfil'in istiraklari düsünülmeliydi. TSKB'den Ibrahim Öngüt, Aykut Usman ve benim istirakim yeterliydi. Yatirim Finansman'dan ve Sinai Yatirim Kredi Bankasindan birer kisi ile Mohas temsilcisi olarak bir kisi toplantinin plancilar bölümünü olusturacakti. Ankara'da en az 11 kisilik bir kadro bulundurmaya mecburduk. Buna ilaveten toplantiya davet Basbakanliktan geliyordu. Halbuki bizler Devlet Planlama Teskilati'na çalisiyorduk. Bugün Basbakanlik, yarin daha baska bir kurulus bizleri ayni konuda toplantilara davet edebilir ve sonuçta ekibi teskil eden müesseseleri, seyahat masraflari ile, zarara sokabilirdi. Bütün bu olumsuzluklara ragmen çok kisa bir sürede, ekibi Ankara'da bir araya getirmeye muvaffak olduk.
Türkiye'nin çesitli yörelerinden gelen sanayiciler, bankacilar, kamu kuruluslarinin temsilcileri ve bazi KIT yöneticileri toplanti günü Odalar Birligi salonunu tiklim tiklim doldurmustu. Master Planin hazirlanmakta oldugu gizli tutulmamis ve konu ile ilgili haberler ara sira basina yansimisti. Bu haberler basin bültenlerine veya basin toplantilarinda verilen bilgilere dayandirilmadiklarindan yetersiz kalmis ve özellestirme ile ilgilenenleri tatmin etmemisti. Çalismalarla ilgili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Basbakan Yardimcisi Sayin Kaya Erdem muhalefetin bir sorusunu cevaplandirmis ancak bu cevabin içerigi yapilmakta olan islerin teknik açiklamasindan ziyade ödenen ve ödenecek danismanlik ücretleri ile sinirli kalmisti. Kamu daha konunun önemini anlamamisti. Muhalefet, Özal hükümetinin konuya yaklasimindaki kararliligi sezememis, hazirliklarini yapamamis ve özellestirme kanununun Meclis müzakerelerinde pozitif bir öneri, yeni bir bakis açisi getirememisti. Özellestirme is adamlarini yakindan ilgilendiriyordu. Tekstilciler, çimentocular ve gübreciler sektör etütlerinin hazirlanisinda özellestirme olayindaki ciddi yaklasimi anlamislar ve aradan geçen süre içinde bazi düsünceler ve stratejiler saptama yoluna gitmislerdi. TÜSIAD Haziran ayinin baslarinda özellestirme ile ilgili bir rapor yayinlamis ve yapilan basin toplantisinda, is adamlarimiz özellestirmenin gerekli ve çagdas bir operasyon oldugunu iddia etmislerdi. Toplantiya genis bir kadroyla istirak etmelerinin nedeni buydu. Master Planda özellestirme ile ilgili somut bir metodun gelistirilmis oldugunu tahmin ediyorlar ve bu metoda göre hemen harekete geçip bazi KITleri devralabilmeyi planliyorlardi. O tarihlerde özel sektör durumundan pek sikayetçi degildi ve kendi hatalarinin bedellerini daha ödemek zorunda kalmamisti. Zamanin hükümeti ile diyaloglari da fena degildi. Devamli bir sekilde ihracat imkanlarini gelistiriyorlar ve disa açiliyorlardi. Az da olsa yeni yatirimlara girisecek veya tesislerini modernize edecek mali güçleri vardi. Bankalardan nispeten uygun sartlarla kredi kullanabiliyor, büyüme stratejilerini uygulayabiliyorlardi. Bütün bu olumlu kosullar altinda, istenilen fiyatlar uygun oldugu taktirde KITleri ekonomiye yük olmaktan kurtarabilirlerdi.
Toplantida, Odalar Birligi mensuplarinin mutat konusmalarindan sonra, özellestirmeden sorumlu Devlet Bakani Vehbi Dinçerler kisa bir konusma yapti. Daha sonra Morgan'cilar DPT'deki son toplantidaki konusmalarin aynisini audio visuel bir biçimde sundular. DPT toplantisindan tek farki konusmalarin aninda Ingilizce'den Türkçe'ye çevrilmesiydi. Konusmalari herkes ilgiyle dinledi. Pek fazla sual soran olmadi. Kanimca toplantiya katilanlar biraz hayal kirikligina ugradilar. Özellestirme islemlerinin zannettiklerinden daha zor ve zaman alacak bir islem oldugunu ve özellestirmeden evvel ciddi düzenlemelere gerek oldugunu anlayip, istedikleri KITlere kavusmanin zaman alacagini idrak ettiler. Toplu Konut ve Kamu Ortakligi Idaresinin o tarihteki baskani Vahit Erdem 30 Haziranda gazetelere verdigi bir demeçte bazi KITlerin hemen satilabilecek durumda oldugunu söylemis ve THY için çalismalarin bitirilmis oldugundan bahisle iki ay gibi kisa bir süre içinde THY'nin özellestirilecegini müjdelemisti. THY'nin özellestirme adi altinda halka açilmasi çok daha sonra oldu. Master Plani hazirlayanlarla uygulayicilar arasinda pek bir iletisim olmadiginin ilk isareti bu demeçti.
Toplantinin ikinci günü basina Master Plan anlatildi. Kalabalik sayilabilecek bir dinleyici kitlesi sabah erkenden yerlerini almislardi. Odalar Birligi'nin sempatik basin danismani Tahir Zengingönül gazeteci arkadaslari sual sormadan açiklamalari dinlemeye ikna etti. Master Planin takdimi alisilageldigi sekilde Morgan'cilar tarafindan üstün bir basari ile yapildi. Devamli ayni seyleri anlata anlata herbiri birer robot disiplini ile, hiç hata yapmadan ve sasirmadan, sikici bir ses tonu ile konusmalarini yapiyorlardi. Gazetecilerin en büyük ümidi sorulara Sayin Dinçerler'in muhatap olmasiydi. Oldum olasi Sayin Dinçerler'le iyi bir diyalog kuramayan gazeteciler, özellestirme gibi tenkide açik bir konuda, Dinçerler'i sinirlendirip haber yapabilecekleri bir sivri konusma yapmasini bekler gibiydiler. Bekledikleri gerçeklesmedi. Vehbi bey suallere Terry Eccles'in cevap vermesini istedi ve büyük bir fedakarlikla Terry'ye sorulan sualleri duymamazliga gelmeye çalisti. Ancak bir gazetecinin KITlerin Israil'e satilmasi konusunda sordugu suale oturdugu yerden, sinirli bir sekilde cevap verdi ve hafif bir münakasa ortami bu sekilde yaratildi. Terry'nin böyle bir arastirma yapilmadigini açikça ifade etmesine ragmen ertesi gün hiç degilse bir gazetenin basligi "KITler Israil'e satiliyor" seklinde çikti. Toplanti sonrasi gazetelerde yayinlanan yazilar özellestirmeyi destekler nitelikte degildi. Uzun süren ve teknik detaylara giren konusmalar dikkatleri dagitmis ve vurgulanmak istenen noktalar gerektigi gibi vurgulanamamisti. Gazeteci arkadaslara yazili bir doküman verilmedi. Bütün bu nedenlerle gazetelerde çikan yazilar kamu oyunu aydinlatamadi ve özellestirmeye sempati duyulmasini saglayamadi.
Toplantilardan bir müddet sonra Basbakanlik tekrar bir tanitim toplantisi istedi. Bu istek yol paralarinin danismanlik ücretini astigi gerekçesiyle Morgan tarafindan kibarca reddedildi.
Raporlarin Türkçe'ye tercümesi, dagitilmasi zaman aldigindan, ayrica raporlar yetersiz sayida basildigindan, Türk toplumu Özellestirme Master Plani hakkinda gerekli bol bilgiye hiçbir zaman sahip olamadi.
© Dundar Aytar, dundaraytar@yahoo.com