Kontrat Müzakereleri ve Hazirliklar 

Haziran ayinda Terry Eccles'dan gelen bir telefon ihalenin Morgan Bank ve ekibi tarafindan kazanildigi müjdesini veriyordu. Bu haberi bazilarimiz büyük bir sevinçle bazilarimiz ise biraz korku ile karsiladik. Hala bu projeyi kolaylikla yapamayacagimizi düsünen banka mensuplari ve yöneticileri vardi. Ihaleyi kazandigimizi ögrenmistik ama ne kadar ücret alacagimizi bilmiyorduk. Ücretimizin tespiti telefonda yapildi. Ankara'dan ortaklari telefonla arayan Terry, proje için alinacak tüm ücreti söylüyor ve bu ücretten alacagimiz pay konusunda görüsüyordu. Ücreti duyunca, Morgan Bank adina, sok geçirdik. DPT Morgan Bankasina, tüm seyahat  ve diger masraflar dahil olmak üzere bu proje için 347,000 dolar ödeyecekti. Bu ücret yapilacak isin hacmi göz önünde tutulursa son derece düsüktü. Anlasilan Morgan Bank bu isi almak için büyük bir fedakarlik yapiyor ve bizi de dolayli yoldan fedakarlik yapmaya zorluyordu. Sonunda Morgan Bankasi ile anlastik, kendi bölümümüz için 120,000 dolar alacaktik. Bu ücret bizi tatmin etmemekle beraber yine de memnunduk.

32 KIT'in 26'sini biz etüt edecektik. KITlerin finansal degerlendirilmelerinde bizim bilgi islem bölümümüzden istifade edilecek ve proje analiz programimiz kullanilacakti. KITlere ve DPT'ye yapilacak ziyaretlerde masraflari kendimiz karsilayacaktik. Yönetim kademesinde görev yapacak elemanlarin disinda Master Plan çalismalarinda hepsi çok iyi lisan bilen, konularinda en az bes yil deneyimli dört mali analist, bes iktisatçi ve dört mühendis görev yapacak, bunlari bir teknik ressam, bir sekreter ve bir PC operatörü destekleyecekti. Ayrica yazili metinlerin tercümesini de banka tercümanlari yapacaklardi. Türkiye de bu kadar büyük ve kiymetli bir kadroyu böyle bir ise tahsis edebilecek baska bir müessesenin bugün bile mevcut oldugunu sanmiyorum.

Sümerbank hakkinda yapilacak olan arastirmayla ilgili olarak TDS'yle anlastik. Boston Consulting Group'la birlikte yaptiklari tekstil çalismasi yeni bitmisti ve bizden çok daha kolay Sümerbank incelemesini yapabilirlerdi

Bütün bunlardan daha da önemlisi projede görev alacak TSKB'lilerin birbirleriyle olan dayanismalari, uzun yillar birlikte çalismanin getirdigi kolayliklardi. Projede görev alan herkes yapacagi isi çok iyi biliyordu. Ekip mensuplari arasinda iyi bir arkadaslik vardi. Ast-Üst münasebetleri bazi konularda çikan ufak sürtüsmeler haricinde çok iyiydi. Baski altinda ve belirli bir programa uygun olarak çalismaya ve gününde verilen isleri bitirmeye de alisiktik. Bir is programi yapildigi taktirde her yönetici ve uzmanin bu programa uyacagini biliyorduk. Büyük projeler ve proje ekipleri bizi korkutmuyordu. Banka olarak çok daha büyük ekiplerle Türkiye Kimya Arastirmasi, Türk Makine Üreticileri arastirmasi gibi kompleks projeleri basariyla tamamlamistik. Yabancilarla çalismaya da alisiktik. Ekibin yarisindan fazlasi yabanci danismanlarla en az bir proje yapmislar ve onlarin çalisma tekniklerini ögrenmislerdi. Ziyaret edecegimiz ve inceleyecegimiz KITlerde yöneticilerle iyi geçinme yolunu muhakkak bulacaktik. Uzmanlarimiz kredi taleplerini incelerken bazi kuruluslarda hiç sürtüsmeye meydan vermeden adeta detektiflik yapmayi ve hakiki bilgileri temin etmeyi tecrübelerle ögrenmislerdi. Yas ortalamamiz da her türlü incelemeyi yapmaya müsaitti. Ne kiymet verilmeyecek kadar genç ne de karsimizdakini enerjimiz konusunda tereddüde düsürecek kadar yasliydik.

O yillarda PC'ler Türkiye'de yeni kullanima giriyorlardi. Projeyi firsat bilip danismanlik hizmetleri bölümüne hemen bir PC aldirdik. Rapor hazirlanmasinda kullanilan koca bir Wang sistemimizde vardi. Bir raporun nasil yazilacagi, formunun ne olacagi, sayfalarin nasil numaralanacagi çoktan standartlasmisti. Tercümanlarimiz Dünya Bankasi için hazirlanan raporlari tercüme ede ede bu tip raporlarda kullanilan Ingilizce'ye iyicene vakif olmuslardi. Kisaca Morgan Guaranty nispeten ucuz bir fiyata basarili olmaya alismis bir ekip ve bu ekibin arkasindaki gelismis bir destek servisi ile is birligi yapmak imkanini elde etmisti.

Sanayi Yatirim  Kredi Bankasinda bu projede en tecrübeli elemanlarindan kurulu bir ekibi vazifelendirmisti. Iktisadi Inceleme ve Arastirma Bölümü Müdürü  Yasar Findikçioglu'nun yönetiminde hepsi TSKB uzmanlari ayarinda iki uzmanla dört KIT'in incelemesini yapacaklardi.

Yatirim Finansman A.S'den ise Genel Müdür Zeki Döslüoglu, Genel Müdür Yardimcisi Mecit Babat ve Muhasebe Müdürü Yüksel Piyale'den olusan bir ekip yeni kurulan borsa, menkul kiymetler pazari gibi konularda Morgan Guaranty'ye yardimci olacaklardi.

Morgan Guaranty'nin muhasebe ve hukuki sorunlarin arastirilmasi için anlastigi Muhas-Price Waterhouse firmasini tanimiyorduk. Price Waterhouse dünyanin önde gelen denetleme firmalarindan birisidir. Her uluslararasi denetim firmasinin yaptigi gibi müsterilerine yönetim danismanligi hizmetleri de sunarak aktivitelerini gelistirmis ve son yillarda Muhas ile birlikte Dünya Bankasi tarafindan kredi ile desteklenen Ziraat bankasi Reorganizasyon, Gübre Sanayi ve Seker Sanayi reorganizasyon çalismalarini yürütmüstü. Çalismalarin amaci devletin bu müesseselerini yönetim alaninda çagdaslastirmakti ve özellestirme olayindan önce adi sik sik duyulan ama belli bir düzelme saglayamayan KIT reformlarini gerçeklestirmekti.

Muhas, isin hukuki incelemesini Avukat Atilla Gökaydin'a vermisti. Atilla Bey son derece iyi Ingilizce konusan ve konusuna vakif bir kisidir. Yaptigi incelemeler sonunda hazirladigi rapor zannediyorum ki özellestirme için yapilan bir dizi hukuki düzenlemeye esas teskil etti.

Temmuz ortalarina dogru Morgan Bankasi hariç, diger kuruluslar ekiplerini olusturmuslar ve projenin baslamasini beklemeye baslamislardi. Ilk baslarda Morgan Bankasi da kontratin çabucak imzalanacagini tahmin ediyordu. Müzakerelere genellikle Terry Eccles katiliyor ve her Ankara seyahatinden sonra kontratin bir sonraki hafta imzalanacagini söyleyip geri dönüyordu. Kontrat, Morgan Bankasiyla DPT arasinda imzalanacakti. Bizim resmen DPT'ye karsi bir sorumlulugumuz yoktu. Is basladiktan bir iki ay sonra bizde Morgan'la bir kontrat imzaladik ve karsilikli  kanuni güvenceye kavustuk. Eylül ayi baslarinda Terry artik yorgunluk belirtileri gösteriyordu. DPT toplantilarina bizimde katilmamizi istemeye basladi. Bir kisinin kalabalik bir grupla müzakerelerde bulunmasi son derece yorucu bir olaydir. Tek kisi ayni anda karsisindaki kisilerin sorduklari sualleri cevaplamaya, not almaya, sual sormaya ve müzakere pozisyonunu korumaya çalisir ve yipranir. Yaninda psikolojik olarak destek alabilecegi kimse de yoktur. Terry'nin müzakerelere istirak edecek grubu çogaltmaya çalismasi gayet dogal ve sihhatli bir olaydi. Bizim katildigimiz ilk toplantiya Terry, ben, Yasar Findikçioglu, Zeki Döslüoglu ve Yüksel Nedim Yalçin istirak ettik. DPT'yi Dogan Yörükhan, Ihsan kavsat ve Mehmet Bilgiç temsil ediyorlardi. DPT fiyati sabit tutarak daha fazla is yaptirmak istiyordu. Is tarifinde KITlerin müesseselerinin detayli bir sekilde incelenecegi istenmemisti. DPT müesseselerin, bagli ortakliklarin ve hatta bazi ortakliklarin detayli analizlerini istiyordu. Halbuki verilen süre zarfinda ancak KITlerin genel bir analizi yapilabilir, detayli çalismalar daha sonraya birakilirdi. Istenilen ilave analizler beni ve Yasar Findikçioglu'nu direkt ilgilendirdiginden ikimizde böyle bir analizi yapmamiza gerek olmadigini anlatmaya çalisiyorduk. DPT bizden bir tane de degerlendirme istiyordu. Halbuki degerlendirme tamamen konumuzun disindaydi. KIT listesinde devletin finans müesseseleri, bankalar yer almamisti. DPT, 32 KIT'e ilave olarak Devlet Yatirim Bankasi'nin da çalismada yer almasini öneriyordu.

Bizde çalismamiz için gerekli bilgi akisini saglama almaya çalisiyorduk. Istedigimiz bilgiler, çalisma yapilacak her müessese için son üç yilin mali neticeleri, faaliyet raporlari, Yüksek Denetleme Kurulu raporlari, daha önceden tamamlanmis Tekstil, Çimento ve Gübre raporlari ile devam etmekte olan Kagit Sanayi ön raporu ve Lazarre Freres tarafindan yapilan THY degerlendirme raporuydu. Ayrica Arthur Young'in Etibank'ta bir çalisma yaptigini duymustuk. Çalismanin neticelerinin bize de verilmesini istiyorduk. Morgan Guaranty Çitosan ve THY incelemelerini diger danismanlar tarafindan yapilan çalismalara dayanarak yürütecekti. O gün, her iki tarafta birbirinden devamli bir seyler istedi, yine bir anlasmaya varamadan DPT'den ayrildik.

Eylülün sonlarina dogru Terry ile birlikte bir defa daha Ankara'ya gittik. Uzun ve biktirici müzakerelerden sonra kontrati imzalanmaya hazir hale getirdik.  DPT ana KITlerin analizleriyle yetinmeyi kabul etmis ancak bazi bagli müesseselerin de 32 KIT'e ilave edilmesini saglamisti. Çalismada 32 yerine 41 kurulus incelenecekti. Mali analizlerde kullanilacak bilgisayar programini da DPT'ye vermeyi kabul etmistik. Degerlendirme fikrinden vaz geçilmisti, örnek olsun diye hiçbir mesuliyet tasimamak kosuluyla bir KIT degerlendirilecekti. Devlet Yatirim Bankasi için Morgan bir brifing düzenleyecek, yazili bir doküman hazirlamayacakti.

Kontratin Terry Eccles tarafindan imzalanmasindan sonra da hemen ise baslayamadik. Terry birkaç kez Ankara'ya gitmek mecburiyetinde kaldi, anlasmanin damga resmi, DPT'ye verilecek teminatlar, Dünya Bankasinin onayi, Sayistay vizesi projenin Kasim ayi ortasinda baslamasina sebep oldu.

Kontrat imzalandiktan hemen sonra Morgan Bank Kevin Pinto isimli Hint asilli genç bir uzmanini Istanbul'a gönderdi.  Kevin'in görevi Master Plan hazirlanmasi için gerekli KIT analizlerinin metodolojisini gelistirmek, enflasyonun etkilerini de göz önüne alarak sihhatli mali analizler yapilmasini saglamak ve bu çalismada görev alacak Türk elemanlari yetistirmekti. TSKB'de iki ayri toplanti düzenleyip, Sinai Yatirim ve Kredi Bankasi uzmanlarini da davet ederek metodoloji konusunu Pinto ile tartistik. Bu toplantilarin sonunda iki tarafin beklentileri de gerçeklesmemisti. Biz KIT mali analizinin nasil yapilacagini hala anlayamamis, Kevin'de KIT analizlerini basarili bir sekilde yapacagimizdan emin olamamisti. Her iki taraf kuskularini dile getirdiyse de belirli bir çözüme ulasamadik. Kendi aramizda Kevin'in notlarindan istifade ederek yaptigimiz toplantinin sonuçlari daha da kötüydü. Uzmanlar belirtilen metotlarla hiç bir yere varilamayacagi konusunda sanki fikir birligine varmislardi. Morgan Bank yöneticileri durumu yakindan takip ediyorlardi. Kisa bir süre sonra David Bradley isimli bir uzman Istanbul'a geldi. David, Morgan Bank'a yeni girmis bir analistti. En önemli karakteristigi hiç inatçi görünmemesine ragmen istedigini, kimseyi kirmadan, yaptirabilmesiydi. Is konusunda son derece hirsliydi.  Çalisma kapasitesini ve hirsini kesfeden yöneticileri de ona çok önemli projede çok önemli bir görev vermekten çekinmemislerdi. Mali analiz bölümünü bir tarafa birakarak diger konularin nasil incelenecegi hakkinda görüsmeler yapti. Kisa bir süre içinde birlikte bir metot gelistirdik ve incelemeleri yapabilmek için ne gibi bilgilere ihtiyacimiz oldugunu saptadik. Bazi incelemelerde gelismis ülkelere ait bir takim verilere ihtiyacimiz olacagi ortaya çikinca, Morgan Bank, New York merkezinde bulunan ve önemli her türlü sanayi aktivitesini incelemekle görevli uzmanlarina bu bilgileri gerekince saglamalari için talimat verdi.

Morgan Guaranty'nin büyük bir müessese oldugunu biliyorduk. Bu projenin basarili olmasini teminen ellerindeki her imkani kullanacaklarini da görmeye baslamistik. Çok sayida uzmani mobilize edebiliyorlar, kendi bilgi kaynaklarini istifademize sunuyorlar, ve merkezlerinde bulunan ve baska bölümlerde çalisan uzmanlari da görevlendiriyorlardi.

Mali analiz islerinin de yolunda oldugunu baska bir Morgan Bankasi uzmaninin TSKB'yi ziyaretiyle ögrendik. Attila Arslan, Kansas Üniversitesi, Is Idaresi bölümünden yeni MBA derecesini almis piril piril bir gençti. Hayatina devamli bir yön vermeden önce kisa bir süre çalismak amaciyla Morgan Bank' a girmis ve haliyle Master Plan çalisma ekibine dahil olmustu. Ilk is olarak KITlerin muhasebe sistemini ögrenebilmesi için Ankara'ya gönderilmis, burada kullanilan sistemi tetkik etmis ve gerekli dokümanlari toplamisti. Bilanço ve kar-zarar tablolarini PC'leri kullanarak bilgisayar ortamina geçirmek için bir çalisma yapmakla görevlendirilmisti. Bu bizim için çok iyi bir haberdi. Bilgisayarla Proje Degerlendirme sistemimizi kullanmak mecburiyetinde kalmayacak ve bu sistemin programini DPT'ye, is sonunda teslim etmeyecektik.

Kontratin imzalanmasindan hemen sonra Terry'yle birlikte yine Ankara'ya gittik. Ankara'da is planimizin birinci adimi teskil eden ve hükümet yetkililerin özellestirmeden ne beklediklerini tespitte kullanilacak olan anket sorulari ve bu sorularin Türkçe tercümesi üzerinde Ihsan Kavsat ve ekibi ile çalistik. Ankete sorulacak sualleri tespit ederken o güne kadar özellestirme ile ilgili yaptigimiz tüm görüsmelerin isiginda, Is tarifinden ve baska ülkelerde yapilan özellestirme çalismalardan esinlenmis, DPT ve diger kuruluslarin uyarilarini da göz önünde tutmustuk. Ihsan Kavsat ve ekibi anket formunun son seklini almasinda bizlere yardimci oldu. Suallerin Türkçe'ye tercümesi epeyi zamanimizi aldi.

Anket sekli esas olarak özellestirmeyle ilgili iki ayri hedefi yan yana gösteriyor ve bu iki hedefi açiklayan cümlelerin ortasinda da anketi dolduranin hangi hedefi ne kadar benimsedigini gösteren bir isaret tablosu bulunuyordu. Anket formu "Morgan and Wyvern Research Associates " adli bir kurulus tarafindan hazirlandi, doldurulan anket formlari da ayni kurulus tarafindan bir bilgisayar programinin yardimiyla degerlendirildi. Anket formu alisilmis bir biçimde düzenlenmemisti. DPT tarafindan tespit edilen basbakan dahil 26 üst düzey yöneticisine gönderilen bu anketin doldurulmasi sirasinda Ihsan Kavsat'in iyicene basi agridi. Anketi doldurmak  için formu önüne alanlardan çogu Ihsan Beye telefon ederek ilave bilgi istiyordu. Doldurulmus formlarin belli bir tarihte New York'a gönderilmesi lazimdi. Yoksa degerlendirme 30 Ocak 1986 tarihinde yapilacak olan toplantiya yetistirilemeyecekti. Ihsan Bey, anketlerin zamaninda doldurulmasini temin etmek için epeyi terledi.

Anketin hazirlanip Türkçe'ye çevrilmesi ve dolduracak olanlara gönderilmesi Master Plan çalismasinin birinci isiydi. Ikinci önemli is adimi KITlerle ilgili bilgilerin toplanmasiydi. KIT yöneticilerine hiçbir bilgi vermeden ve  bilinçlendirmeden, onlardan yardim istemenin, arkamizda DPT destegi olsa bile hiçbir yarari olamayacaginin farkindaydik. KIT yöneticilerinin bizlerle isbirligi ancak projeyi taniyip benimsedikleri taktirde mümkün olabilirdi. Özellestirme henüz ülke çapinda tartisilmamis ve topluma mal olmamisti. Genellikle KITlerin varolus nedenlerini ortadan kaldiran, belki kapatilmalarina dolayisiyla herkesin is güvenligine etkili olabilecek bir olay olarak, antipati ile yaklasiliyordu. Çimento sektör raporunda Çitosan fabrikalariyla ilgili olarak varilan bazi yanlis ve haksiz degerlendirmeler, Çitosan'in Dogu ve Bati olarak ikiye ayrilma projesi, idare binasinin satisinin teklifi KIT yöneticilerini tedirgin etmis ve bu çalismalara süphe ile bakmalarina sebep olmustu. Özellestirme Master Plan çalismalarinin amaçlarini, yapilacak çalismalarin içerigini, kullanilacak metodolojiyi, varilmasi amaçlanan sonuçlari KIT yöneticilerine açikça anlatmaya ve onlari isbirligine ikna etmeye mecburduk. Aksi taktirde ne alinacak bilgiler saglikli olabilecek ne de biz yüksek kademe yöneticilerini görebilecek ve onlarla projeyi tartismak imkanini elde edecektik.
 
KIT yöneticileri için DPT'nin bir toplanti tertip etmesini ve bu toplantida çalismayi yapanlarin tanitilmasini, projenin anlatilmasini teklif ettik. Bu teklifimiz DPT tarafindan anlayisla karsilandi ve Kasim ayinin ikinci yarisinda, istirak edeceklerin sayisini da düsünerek yarimsar günlük iki toplanti tertiplendi. Bu toplantiya hazirlik olarak her KIT için ayri bir dosya hazirladik. Bu dosyada KIT'in analizinden sorumlu olan uzmanin ve bu uzmanin yöneticisinin adi ve soyadiyla telefon, fam numaralari, proje hakkinda kisa bilgi, ana tetkik konulariyla ilgili KITlerden istedigimiz bilgileri içeren bir soru formu vardi.

Her KIT için ayri bir soru formu düzenlenmisti. Bu form  bir sirketin herhangi bir nedenle incelenmesi sirasinda kullanilabilecek sualler ihtiva ettiginden burada detayli olarak anlatmakta yarar görüyorum.

Sorularin birinci bölümü KIT'in kurulus yapisiyla ilgiliydi. Kurulusa bagli müesseseleri, fabrikalari, ortakliklari tanimaya yönelikti. Her birimin çalistirdigi isçi ve personel sayisi, yillik gerçeklestirdigi ciro ve toplam varliklari hakkinda kisa sorulardan olusuyordu.

Ikinci bölüm KIT'in hitap ettigi iç ve dis pazari tanimamiza yarayacak sualler ihtiva ediyordu. Pazarin son yillardaki gelismesi, ürünlerin veya hizmetlerin ne sekilde pazarlandigi, sahip olunan pazar payi, önümüzdeki yillarda iç ve dis pazarda olasi gelismeler, satislari etkileyen faktörler, ayni tip ürünleri pazarlayan rakipler ve ürünlerin baslica müsterileri ile KIT'in fiyatlandirma politikasi, varsa devlet sübvansiyonlari, dis aleme karsi gümrük resimleri, fonlar ve kotalar aracili ile uygulanan koruma, görev zararlari ele aliniyordu.

Üçüncü bölüm üretimle ilgiliydi. Her üretim veya hizmet biriminin yillik üretim kapasitesini, kullanilan teknolojiyi, üretim birimlerinin yasini, üretim maliyetlerinin rakiplere kiyasla durumunu  ve son bes yillik üretim miktarlarini, ana ürünler itibariyle görmek istiyorduk. KIT yöneticilerinden en iyi, en kötü ve kurulus yeri yönünden problemli tesislerini , tesislerin önemli girdilerini, bu girdilerin temin yerlerini, lisans ve know how kaynaklarini, varsa ödedikleri royaltileri ögrenmeye çalisiyorduk.

Dördüncü bölümdeyse mali bilgilerle ilgili sorular vardi. Bilançolar ve kar-zarar hesaplari son bes yil için isteniyordu. Ana ürünler bazinda yillik satis gelirleri, varsa önümüzdeki yillara ait mali projeksiyonlar, ileriye dönük yatirim programlari, baslamis ve devam etmekte olan yatirimlari,  devam etmekte olan yatirimlarin gerçeklesme oranlari ve tahmini maliyetleri,kullanilan ve geri ödemeleri devam eden iç, dis krediler ve dis kredilerde devlet garantisi hakkinda bilgi istiyorduk.

KITler çok degisik görevleri üstlenmis olduklarindan soru formlari genellikle  birbirine benzemiyordu. Bilhassa Türkiye Gemi Sanayii veya Türban gibi hizmet veren kuruluslarla Türkiye Demir Çelik Sanayii ve SEKA gibi kuruluslarin soru formlarinda birbirlerinden çok farkli sorular vardi. Soru formlarinin müsterek özellikleri kisaliklariydi. En uzun olani bes sayfayi ve 40 suali geçmiyordu. Sualler kolayca cevaplandirilacak sekilde sorulmustu. Cevaplandirilmalari uzun süreli çalismalara ihtiyaç göstermeyecek ve KIT yöneticilerinin devamli kullanmak mecburiyetinde olduklari bilgilerden derlenebilecekti. KIT yöneticileri, her yeni bakanlar kurulu teskilinde, devlet yetkililerinin her ziyaretlerinde, yabanci kredi kuruluslarina her bas vuruslarinda kendi kuruluslarini tanitmak zorunda kalirlar. Bu nedenle hepsinin son derece gelismis bir brifing dosyasi ve bu dosya içinde de kuruluslari hakkinda güncel bilgiler vardir. Iyi bir genel müdür iki saat içinde, grafiklerle ve slaytlarla desteklenen çok profesyonel bir brifing verebilir. Soru formlari bu brifing bilgilerinden istifade edilerek cevaplanabilecekti. Sorularin cevaplarindan hareketle çalismalarimizi tamamlamayi düsünmüyorduk. Bu sorular KIT yöneticileri ile tanismamizi saglayacak ve soru cevaplarini kimlerin hazirladigini da takip ederek her KIT içindeki esas bilgi kaynaklarinin kimler oldugunu ögrenecektik. Buna ilaveten uzmanlarimiz da her KIT'i ziyaret edip raporlarini hazirlamak için gerekli bilgileri yerinden almak zorunda kalacaklar ve hazirlanmis bilgilerin yaninda konusmalar sirasinda da bazi kritik bilgilere ulasabileceklerdi.

Tanitma toplantilarina ilgi büyük oldu. DPT, Dr. Yörükhan ve Ihsan Kavsat tarafindan temsil ediliyordu. Terry Eccles, Kevin Pinto ve David Bradley Morgan'i, ben, Ahmet Arzan ve Mehmet Sagiroglu TSKB'yi, Yüksel Nedim Yalçin ve Atilla Gökaydin Muhas'i, Yasar Findikçioglu Sinai Yatirim ve Kredi Bankasi'ni, Zeki Döslüoglu da Yatirim Finansman'i temsil ediyorduk. KITler genellikle toplantiya Genel Müdür seviyesinde katilmislardi. Genel Müdürleri ile birlikte Arastirma Planlama Koordinasyon (APK) daire baskanlari ile bazi KITlerin hukuk müsavirleri de toplantida mevcuttu. Toplantiyi Dogan Yörükhan kisa bir konusmayla açti, daha sonra Terry Eccles yapilacak çalismanin amaçlarini anlatti, David Bradley metodoloji hakkinda bilgi verdi, ben de her KIT için hazirladigimiz dosyalari dagitarak çok yakin bir tarihte dosyada ismi verilen uzmanin kendilerini ziyaret edecegini ve dosyada bulunan soru formu hakkinda sualleri varsa cevaplayacaklarini bildirdim. Toplantinin sonunda KIT yöneticilerinin soracaklari sualler için bir zaman ayirmistik. Bu toplantida KIT yöneticilerinin resmi toplantilarda pek sual sorma isteklisi olmadiklarini gördük. Ancak resmi toplanti bittikten sonra  idareciler özel olarak bizlere sual sordu ve KITleri hakkinda aydinlatici bilgiler verdiler. Ayni programi bir gün sonra daha az sayida KIT yöneticisine tekrarladik. Bu toplanti bir gün önceki toplantiya göre çok daha samimi geçti, bol bol fikir teatisine imkan bulduk.

Toplantilarin tamamlanmasindan sonra, uzun bir süreden beri hazirliklarini yaptigimiz  Master Plan çalismalari da resmen baslamis oldu.

Çalismalar Baslarken


© Dundar Aytar, dundaraytar@yahoo.com